Amatör Sosyoloji... yeni teşhi edip adını koyduğum ve baştan sakat doğduğunu kabul ettiğim bir kavram. Ben bu kavramı yazının devamında inceleyeceğim "sosyolog" veya "az çok sosyoloji bilen" üniformasına bürünerek yapılan "günlük hayat sosyolojisi"ni nitelendirmek için kullanıyorum. Elbette bu kavram beraberinde dikotomik zıddı "profesyonel sosyoloji"yi gerektiriyor. Tırnak içinde "profesyonel sosyoloji" yani "sorun çözücü ve politika üreticilerinin sosyolojisi" daha resmi daha içi dolu gözükebilir. Ama "toplum mühendisliği" iddiasıyla bireysel alana müdahele ettiğinden, günlük hayatı çekilmez kılar. O da başka bir yazımın konusu.
Amatör Sosyologları, işine amatör aşkıyla bağlı olanları ve türlü sebeplerden adı başına sosyolog ünvanı koymayan alçakgönüllüleri de burada tenzih ediyorum. Amatör Sosyolog'un kim olduğu burada önemli değil, "meçhul sosyolog" "insan sarrafı" veya "tespit insanı" gibi lakaplarla anılıyorlar ve benim bahsettiğim çoğu amatör sosyologun, sosyolojik bakmak gibi bir amacı ve iddiası yok. Tek amaç hayatlarının toplumsal olan kısmında kendini sağlama almak.
Amatör Sosyoloji tıpkı tırnak içinde "profesyonel" olanı gibi ihtiyaçtan doğar. Buradaki ihtiyaçlar politik ve ekonomik alanda "karar vericilerin" ihtiyaçları değil bildik deyimle "sokaktaki insanın" ihtiyaçlarıdır. Amatör sosyolojiye ne tür problemlerde başvurulur veya bu sosyoloji nelere çözüm arar ona bakarsak: Kime kız verilir? Hangi meslek grupları daha çok maaş alır? Kimlere ev kiralanmaz? Hangi etnik grup ile ticarette hilecidir? Etnik gruptan karakter tahlili nasıl yapılır? Hangi etnik gruplar hangi mesleklerde hakimdir? İsmi "Abuzer" olan birinin nereli olma ihtimali ağır basar? Dış görünümden bir "Şereflikoçhisarlı" nasıl tanınır? Ayaşlı ve Güdüllü birbirinden nasıl ayırt edilir? vb. Bu soruları sıralamak Amatör Sosyolojinin belirgin özelliklerini ve hangi ihtiyaçlara cevap olarak ortaya çıktığını bulmak için umarım yararlı olmuştur.
Amatör sosyolojinin ilk göze çarpan özelliği "anonim" oluşudur. Üreticileri meçhul askerlerdir. Amatör sosyoloji, "sözlü kültür"e mal edilebilir. Ekşi sözlük türü sözlük sitelerinde yazılı hale geçseler bile, "sözlü kültür"ün tüm üreticilerinin ortak kaderi yüzlerinin silikleşmesi ve kaybolmasıdır.
Amatör sosyolojinin gelişmesi bir sosyalleşme göstergesidir. Ancak sosyalleşen ve "öteki" olarak adlandırdığı farklılık ile temas eden bireyler ve gruplar bu akıl yürütmeyi yapar. Ötekinin olmadığı yerde bu amatör sosyoloji de kurulamaz. Amatör sosyoloji ötekinin bizden farklı ve "bize ters" nesi varsa onu ortaya döker. "Bize ters"ler üzerinden kendimizi anlarız,bu kendimizi anlama sürecinde amatör sosyoloji önem kazanır. Bir diğer ilginçlik ise ötekinin bize atfettiği sosyolojik bulgularını sahiplenip, onlarla övünmektir. Bu da ötekinin sosyoloji üreticisi bize karşı uyguladığı savunma mekanizmalarının en ilgincidir. Amatör sosyolojinin bize baktığı zaman ne gördüğü, nasıl bir tavır takındığı hangi problem eşliğinde ve hangi saplantıyla konuya baktığına bağlıdır.
Amatör sosyoloji, saplantılarımıza haklı dayanaklar arama peşindedir. Yukarıdaki soruları aslında cevapları üretmiştir. Sorunsal gündemle paralel değişse bile cevapsal bir on yıl içinde yavaş yavaş değişir. "Bizden adam olmaz" "bu kafayla zor gireriz ab'ye" gibi sözlerden bir cevapsal repertuarı oluşturulabilir. Amatör sosyoloji tümevarırmış gibi gözükür, ama yaptığı peşin peşin bir tümden gelimdir.
Amatör sosyoloji geleneğimizin bugüne getirdiği sistematikleştirilmiş önyargılar, atasözleri ve fıkralarda yaşar. Toplumsal grupların farklılıkları görünce "sosyoloji yapma" (sosyolojik bakmaktan farklıdır) gibi bir güdüsü var, ki bu güdü sosyolojiye ilginin başlatıcısıdır. Daha baştan önyargılarla yola çııldığını düşünerek, önyargıdan arınarak topluma bakmak zor gibi görünebilir. Önyargıdan arınmak için empatiden daha iyi bir yol henüz bulunmadı.
Friday, December 02, 2005
Subscribe to:
Posts (Atom)